Danimarka, vatandaşların yüzleri ve sesleri üzerindeki haklarını güvence altına alarak, yapay zekâ ve deepfake teknolojilerinin kötüye kullanımını engellemeyi amaçlayan bir yasayı yürürlüğe koydu. Bu yasa, görsel ve işitsel bağlamlarda biyometrik verilerin izinsiz kullanımına karşı güvence sağlayacak.
Yasa 1 Temmuz 2025'te yürürlüğe girdi ve uluslararası alanda geniş yankı buldu; The Times gazetesi de yasayı "Danimarka, vatandaşlarına yüzleri ve sesleri üzerinde mülkiyet hakkı veren ilk ülke oldu" şeklinde tanımladı.
Yasanın iki amacı var: gizliliği ve kişisel sesi korumak; aynı zamanda işletmelere ve teknoloji geliştiricilerine biyometrik verilerin ne zaman ve nasıl kullanılabileceği konusunda net bir çerçeve sunmak.
.png)
RIZA OLMADAN KULLANIM KİMLİK HIRSIZLIĞI OLARAK KABUL EDİLDİ
Üretken yapay zeka sistemleri, yüz tanıma veya ses senteziyle çalışan şirketler, artık telif hakkıyla aynı ilkelere göre doğrudan onay almak ve kullanımla ilgili açık belgeler sunmak zorunda.
Genel olarak Danimarka, biyometrik haklar ve yapay zeka kullanımı konusunda öncü olarak konumlanmış durumda. Yeni yasayla dijital kimlik ve ulusal güvenlik standartları hakkındaki tartışmalar alevlenirken, “bir kişinin yüzü veya sesi rıza olmadan kullanılabiliyorsa, kimlik hırsızlığı ve yanlış bilgi riski artar” düsturuyla konuya müdahale edildi.
YASAL OLARAK SORUMLU TUTULABİLECEKLER
Bu, şirketlerin bir kişinin yüzünü veya sesini izinsiz kullanmaları durumunda yasal olarak sorumlu tutulabilecekleri anlamına geliyor. İş dünyası için bu yeni gereklilik hem avantajlar hem de zorluklar getiriyor.
Pazarlama, eğlence ve medya teknolojisi alanındaki şirketler artık süreçleri ve kullanıcı koşullarını gözden geçirmek zorunda kalacak. Ünlülerin seslendirmelerini veya sentetik versiyonlarını üreten platformlar, onayı belgelendirmeli ve iptal etme olanağı sağlamalı. Aynı zamanda yasa, güvenlik ve doğrulama çözümleri, kimlik koruması ve dijital kimlik alanlarında yeni iş fırsatları yaratıyor.
Yasa aynı zamanda daha sorumlu bir yapay zeka gelişimine de katkıda bulunuyor. Dijital etik uzmanlarına göre, biyometrik materyal artık görsel ve metin telif haklarıyla eşit haklara sahip olduğundan, platformlar ve geliştiriciler arasında ortak sorumluluğu destekliyor.
.png)
Danimarkalı teknoloji ve araştırma şirketleri için bu, özellikle GDPR ve yaklaşan AB genelindeki yapay zeka mevzuatı ile bağlantılı olarak, bir sorumluluk ve uluslararası uyumluluk sinyali niteliğinde. Uygulama, Kültür Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle gerçekleştiriliyor.
VATANDAŞLAR ŞİKAYET EDEBİLECEKLER
Vatandaşlar, istismara maruz kalmaları durumunda şikayette bulunabilecekleri bir şikayet sistemine erişebiliyor. Şikayetler ilk aşamada idari olarak ele alınıyor olsa da mahkemeye başvuru da yapılabiliyor.