Müzik, nesiller boyunca dünyanın her yerindeki kültürleri ve toplumları şekillendirmiştir. Ruh halini değiştirme, algıları dönüştürme ve değişime ilham verme gücüne sahiptir. Herkesin müzikle kişisel bir bağı vardır, ancak müziğin çevremizdeki kültür üzerindeki etkisi her zaman hemen fark edilmez.
Peki, müzik toplumu nasıl etkiler? Müzik, insanlık tarihine derinlemesine işlemiş geniş bir etki alanına sahiptir. Hayatlarımızın müzik tarafından ne kadar derinden etkilendiğini göstermek için, müziğin sosyolojik etkilerine ve kültürü nasıl şekillendirdiğine yakından bakalım.
.png)
MÜZİK TOPLUMU NASIL ETKİLER?
Müzik, tüm insan uygarlıklarının vazgeçilmez bir parçasıdır ve toplumu duygusal, ahlaki ve kültürel olarak etkileyebilme gücünü elinde barındırır. Bir kültürden insanlar müzik aracılığıyla birbirleriyle etkileşime girdiklerinde, başka bir yaşam biçimi hakkında değerli içgörüler elde ederler. Özellikle çatışma zamanlarında, diğer iletişim yollarının zorlaştığı durumlarda, müzik ile toplumsal bağların nasıl kurulduğunu anlamak büyük önem taşır.
Müzik, bir kültürel hak olarak, diğer insan haklarının korunmasına ve teşvikine yardımcı olabilir. İyileşme sürecine katkıda bulunabilir, duvarları ve sınırları yıkabilir, uzlaşma ve eğitime hizmet edebilir. Dünyanın dört bir yanında müzik, toplumsal değişimin bir aracı ve toplulukları bir araya getiren bir güç olarak kendini var edebilir.
Günlük hayatımızda müziği rahatlamak, kendimizi ifade etmek, duygularımızla yüzleşmek ve genel anlamda iyiliğimizi artırmak için kullanırız.
MÜZİK NEDEN TOPLUM İÇİN FAYDALIDIR?
Müzik, insanlarla bağlantı kurma ve onları etkileme gücüne sahip, diğer iletişim biçimlerinden farklı bir araç olarak karşımıza çıkıyor. İnsanlar genellikle “kimse beni anlamıyor” hissine kapılırlar. Bu yüzden, birçok kişi kendini ifade etmek ya da başkalarıyla empati kurmak için müzik dinlemeyi tercih eder.
Müzik, ruh halimizi derinden etkileyebilir ve motivasyonumuzu artırabilir. Endişelendiğimizde bizi yatıştırır, yorgun hissettiğimizde güç verir, moralimiz bozulduğunda yeniden ilham verir. Hatta fiziksel sağlığımız üzerinde de olumlu etkileri olduğunu söyleyebiliriz. Bu konuya ilişkin olarak yapılan araştırmalar, hızlı tempolu müziğin egzersiz performansını artırdığını gözler önüne seriyor.
.png)
Müzik, insanlara ilham verebilir, davranışlarını yönlendirebilir ve kimlik oluşumuna yardımcı olabilir. İnsanları birleştirme gücüne sahiptir. Tek başına dinlendiğinde bile hayal gücünü besler ve yaratıcılığın artmasına katkı sağlar. Müziğin etkilediği biri asla yalnız değildir çünkü toplumda kendi yerini bulmaya çalışan kalabalıkların bir parçasıdır.
MÜZİĞİN DÜŞÜNCELERİMİZ VE DAVRANIŞLARIMIZ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Müzik, hafızamıza, bilinçaltımıza, duygularımıza ve ilgi alanlarımıza dokunarak benliğimizi derinden etkiler. Bestecilerin ve sanatçıların eserlerine kattıkları duygular sayesinde, onların mücadeleleriyle ve hisleriyle bağ kurmaya başlarız. Nöroloji bilimi sayesinde, müziğin beyin üzerindeki etkilerini her geçen gün daha iyi anlıyoruz.
Müziğin ritmi, uyumu ve güzelliği, duygularımızı önemli ölçüde etkiler. Müzik, unutulmuş anılara ulaşabilir ve bizi kendimizle yeniden bağlantıya sokabilir. Müzik terapisi; dikkat, hafıza ve ruh sağlığı üzerinde olumlu etkiler yaratır, Alzheimer ya da demans hastalarına destek sağlar. Şarkılar özellikle dini ritüellerde, çocukların alfabe öğrenmesinde, alışveriş merkezlerinde veya restoranlarda bile etkin olarak kullanılabilir.
MÜZİK DAVRANIŞLARIMIZ ÜZERİNDE NE KADAR ETKİLİ?
Peki, müzik davranışlarımızı ve duygularımızı ne kadar etkileyebilir? Araştırmalar, müziğin insan sağlığı, depresyon, harcama alışkanlıkları, üretkenlik ve hayata bakış açımız üzerinde önemli etkileri olduğunu ortaya koyuyor. Beyin taramaları, müzik dinlerken ya da icra ederken beynin neredeyse tüm bölgelerinin aynı anda aktif hale geldiğini göstermektedir. Yani, müzik beyin yapımızı gerçekten değiştirebilme kapasitesine sahip.
2011 yılında yapılan bir araştırmada, Groningen Üniversitesi’nden bilim insanları 43 öğrenciye mutlu veya hüzünlü müzikler dinletirken yüz ifadelerini tanıma görevi verdiler. Sonuçta, mutlu müzik çalarken öğrenciler daha fazla “mutlu yüz” gördü. Hüzünlü müzikte ise tersi bir gözlem yapıldı. Bu durum, müziğin zihinsel durumumuz aracılığıyla algılarımızı doğrudan etkilediğini gösteriyor.

Kent Nagano’nun Classical Music: Expect the Unexpected adlı kitabında, nörobilimci Daniel J. Levitin müzikle beynin etkileşimine değinir. Müzik dinlemek, beyinde “aşk hormonu” olarak bilinen oksitosin salınımını artırarak sosyal bağ kurmayı ve güveni güçlendirir. Aynı zamanda bağışıklık sisteminde önemli bir rolü olan immünoglobulin A üretimini de artırır. Müzik terapisi, birkaç hafta içinde melatonin, adrenalin ve noradrenalin seviyelerini de yükseltir. Bu hormonlar uyanıklık, heyecan ve ödül hissinin tetiklenmesini sağlar.
MÜZİĞİN GENÇLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Peki, müzik eğitimi gençleri nasıl etkiler? Okullarda müziğin, öğrencilerin akademik başarılarını, öğretmen-öğrenci ilişkilerini ve toplumsal uyumu geliştirdiği kanıtlanmıştır. ABD’nin Newark kentinde yapılan bir çalışmada, öğretmenlerin yüzde 68’i öğrencilerin akademik performansında, yüzde 94’ü ise sosyal-duygusal becerilerinde iyileşme gözlemlemiştir.

Metro Nashville Kamu Okulları’nda yapılan bir başka araştırmada, bir yıl boyunca müzik programlarına katılan öğrencilerin devamsızlık oranlarının azaldığı, notlarının yükseldiği, disiplin sorunlarının azaldığı ve mezuniyet oranlarının arttığı tespit edilmiştir. Bir yıldan fazla müzik eğitimi alan öğrenciler, daha az süre katılan akranlarına göre tüm alanlarda daha iyi sonuçlar elde etmiştir.