Türkiye Rekabet Kurumu (Rekabet Kurulu), 28 Haziran 2025 tarihli toplantısında dijital müzik platformu Spotify’ın Türkiye’deki faaliyetlerini mercek altına alan bir rekabet soruşturması başlattı. Kurum, bu adımın altında yatan amacı şu sözlerle açıkladı: “Müzik sektöründe adil rekabetin sağlanması, içerik üreticilerinin eşit koşullarda faaliyet gösterebilmesi ve kültürel çeşitliliğin dijital ortamda korunması”. Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle, Spotify hakkında başlatılan incelemenin kültürel üretimin adil koşullarda sürdürülebilmesi açısından büyük önem taşıdığını vurgulayarak dijitalleşen müzik piyasasında sanatçı emeğinin korunmasının hem ekonomik hem kültürel bir sorumluluk olduğunu belirtti.
Resmi açıklamalara göre soruşturma kapsamında, Spotify’ın Türkiye’de izlediği strateji ve politikaların 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’a aykırı olup olmadığı değerlendiriliyor. Özellikle platformun piyasa davranışlarına ilişkin şu iddialar incelenecek:
Rekabeti Engelleme: Spotify’ın rakip dijital müzik hizmetlerinin faaliyetlerini zorlaştırıp zorlaştırmadığı (örneğin pazar gücünü kullanarak yerli rakiplerini dışlayıcı uygulamalar yapıp yapmadığı).
Sanatçılara ve İçerik Üreticilerine Eşitlik: Sanatçılara ve içerik üreticilerine yönelik görünürlük (tanıtım) uygulamalarında ayrımcılık yapılıp yapılmadığı; bazı sanatçıların çalma listelerinde diğerlerine göre orantısız şekilde daha fazla öne çıkarıldığı iddiaları.
Telif ve Ücret Politikaları: Telif haklarının ve sanatçılara yapılan ödemelerin adil ve şeffaf dağıtılıp dağıtılmadığı, bazı içerik üreticilerine ayrıcalık tanınarak telif/ücret paylaşımında haksızlık yapıldığı iddiaları.
Fiyatlandırma Stratejileri: Platformun uyguladığı fiyat politikalarının (abonelik ücretleri vs.) sektördeki rekabet dengesini nasıl etkilediği, tüketiciler ve rakipler üzerinde haksız bir piyasa baskısı oluşturup oluşturmadığı.
Rekabet Kurumu, dijital müzik pazarındaki bu iddiaları detaylı biçimde değerlendirerek Spotify’ın hukuka aykırı bir rekabet avantajı sağlayıp sağlamadığını tespit etmeyi amaçlıyor. Kurum yetkilileri, rekabetin sadece ekonomik bir kavram olmayıp sosyal adalet ve fırsat eşitliği bakımından da temel bir ilke olduğunu vurgulayarak soruşturmanın geniş bir perspektifte yürütüleceğini ifade etti. Özetle, soruşturmanın gerekçesi Spotify’ın pazar gücünü ve içerik sunum politikalarını suistimal ederek ne ölçüde müzik endüstrisindeki adil rekabet ortamını bozmuş olabileceğinin araştırılmasıdır.
Bu rekabet soruşturmasının fitilini ateşleyen gelişmelerden biri, Spotify üzerindeki bazı kullanıcı tarafından oluşturulmuş çalma listeleri ve içerikler oldu. Özellikle Spotify’da, Türkiye’de toplumun hassas olduğu bazı değerlere aykırı içeriklerin dolaşıma girdiği tespit edildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerinin açıklamasına göre platformda “playlist” başlığı altında, dini ve milli değerlere hakaret eden veya toplumsal hassasiyetleri hiçe sayan provokatif içerikler yer aldı.
Somut örnek vermek gerekirse, bu listelerin arasında Hz. Muhammed’e yönelik hakaret içeren müzik listeleri ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ı hedef alan ve ahlaki değerlere aykırı mesajlar içeren çalma listeleri tespit edildi. Söz konusu çalma listeleri, seçilen şarkı isimleri veya listelere verilen başlıklar aracılığıyla bu önemli şahıslara ve değer yargılarına yönelik alaycı veya aşağılayıcı ifadeler barındırıyordu. Bu nedenle kamuoyunda “sahte Emine Erdoğan listesi” olarak anılan içerik, Spotify’ı zor durumda bıraktı ve tepki topladı. Yetkililer, bu tür listelerin toplumun inançlarına, kutsal figürlerine ve ülkenin kültürel-ahlaki değerlerine aykırı olduğunu, toplumun birlik ve beraberliğine yönelik “sinsi ve provokatif” bir tutum sergilediğini belirttiler.
Özetle, soruşturma yalnızca Spotify’ın rekabetçi davranışlarını değil, aynı zamanda platformdaki içerik denetimi eksikliklerini de gündeme getiren bu çalma listeleriyle doğrudan ilintilidir. Spotify’ın algoritmalarının veya içerik yönetim politikalarının, kullanıcıların bu tür uygunsuz listeler oluşturup yaymasına imkan tanıdığı ve gerekli müdahalelerin yapılmadığı iddiası, soruşturmanın odak noktalarından biri haline gelmiştir.
Soruşturma sürecine giden yolda en kritik adımlardan biri, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı cephesinden gelen sert açıklamalar oldu. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Batuhan Mumcu, Spotify’daki tartışmalı içeriklerle ilgili kamuya açık bir uyarı ve kınama mesajı paylaştı. Mumcu, Bakanlık olarak uzun süredir Spotify platformunda yayınlanan içerikleri yakından takip ettiklerini ve kamuoyunun ile sanat dünyasının hassasiyetleri doğrultusunda Spotify’a çeşitli uyarılar iletildiğini ifade etti. Ancak Spotify’ın bu uyarılara kayıtsız kaldığını vurgulayan Mumcu, platformun “dini ve milli değerlerimizi hedef alan, toplumumuzun inançlarına hakaret eden içerikleri” düzeltmediğini ve “sanatçılarımıza yönelik hak ihlallerini görmezden geldiğini” belirtti. Bu sözler, Spotify’ın hem toplumsal değerlere saygı hem de yerli sanatçıların hakları konusunda ihmalkar davrandığı yönünde ciddi bir itham içeriyordu.
Bakan Yardımcısı Mumcu açıklamasında, Spotify’ın “sorumsuz ve denetimsiz” tutumunun artık hukuki bir mesele haline geldiğini duyurdu. Mumcu’ya göre, platformun yukarıda bahsedilen uygunsuz içerikleri ısrarla yayında tutması ve gerekli düzeltici adımları atmaması nedeniyle, yetkili kurumların harekete geçmesi elzemdi. Nitekim kendisi de adli sürecin başlatılması gerektiğini düşündüğünü ve ilgili kurumları göreve davet ettiğini açıkladı. Bu süreçte Bakanlık, Spotify’a yönelik tepkinin sadece ahlaki zeminde kalmayacağını, hukuki yaptırımların da masada olduğunu açıkça ortaya koydu. Mumcu, bizzat sürecin takipçisi olacağını ve “hiçbir ihlalin cezasız kalmaması” için gereken her adımın atılacağını vurguladı. Ayrıca, Türkiye’nin toplumsal ve manevi değerlerini, kültürel mirasını ve sanatçı haklarını hedef alan her türlü tutuma karşı yasal çerçevede kararlılıkla mücadele edeceklerini belirtti.
Özetle, Kültür ve Turizm Bakanlığı kanadından gelen bu açıklamalar Spotify’a yönelik ciddi bir resmî uyarı niteliği taşıyordu. Bakanlık, bir yandan toplumun değer yargılarını koruma görevini dile getirirken diğer yandan müzik sektöründeki sanatçıların haklarına sahip çıkılması gerekliliğini vurguladı. Bu sert çıkışın hemen ardından Rekabet Kurumu’nun harekete geçmesi, iki kurumun eşgüdümlü bir şekilde hem kültürel hem rekabet hukuku boyutunda Spotify’a inceleme başlattığı şeklinde yorumlandı.
Gündeme oturan bu soruşturma karşısında Spotify Türkiye de kısa süre içinde bir açıklama yaparak tutumunu kamuoyuyla paylaştı. Spotify, Rekabet Kurulu’nun başlattığı incelemeden haberdar olduklarını ve sürece tam bir iş birliği içinde yaklaştıklarını duyurdu. Yapılan yazılı açıklamada, şirketin tüm faaliyetlerini yasal gerekliliklere uyumlu şekilde yürüttüğü özellikle vurgulandı. Ancak Spotify tarafı, incelemenin kapsamı ve odağı hakkında henüz ayrıntılı bilgi sahibi olmadıklarını belirterek “şu aşamada daha fazla yorum yapamıyoruz” ifadelerini kullandı. Bu sözler, şirketin soruşturmanın seyrini dikkatle takip ettiğini ancak spekülasyon yapmaktan kaçındığını gösteriyor.
Spotify ayrıca Türkiye pazarına ve müzik ekosistemine olan bağlılığını somut verilerle ortaya koymaya çalıştı. Açıklamalarında, 2024 yılında Türkiye müzik sektörüne 2 milyar TL’nin üzerinde ödeme yapıldığını dile getirdiler. Bu rakam, Spotify’ın yerli müzik endüstrisine ciddi bir ekonomik katkı sağladığının altını çizmekte. Şirket, Türkiye Top 50 müzik listelerinin %90’ının Türk sanatçılardan oluştuğunu ve bu Türk sanatçıların Spotify çalma listelerinde kapsamlı biçimde yer bulduğunu belirtti. Ayrıca Türk sanatçıların Spotify üzerindeki toplam gelirlerinin yarısından fazlasının global telif ödemelerinden geldiğini, Spotify’ın da bu global telif gelirlerinin artmasında kilit bir rol oynadığını ifade etti. Bu verilerle Spotify, Türkiye’deki sanatçılara uluslararası düzeyde görünürlük kazandırdığını ve müzik ihracatına katkı sunduğunu savunuyor.
Spotify’ın resmi tutumuna bakıldığında, şirketin yapıcı bir tavır aldığı söylenebilir. İnceleme sürecine açık bir iş birliği mesajı verirken, aynı zamanda kendi platform politikasını ve katkılarını savunarak hem kamuoyuna hem de düzenleyici kurumlara pozitif bir imaj sunmaya çalışıyor. “Türkiye’ye olan bağlılığımız son derece açık” diyerek hem kullanıcılarına hem de otoritelere yönelik bir güvence vermeyi amaçladıkları görülüyor.
Devam eden Spotify soruşturması, sonuçları ve yankıları itibarıyla Türkiye’de dijital müzik sektörü için önemli bir dönüm noktası olabilir. Öncelikle bu adım, Türkiye’de dijital platformların yalnızca ekonomik davranışlarının değil, aynı zamanda içerik politikalarının da düzenleyici mercek altına alınabileceğini gösterdi. Nitekim uzmanlar, Kültür Bakanlığı’nın dile getirdiği hassasiyetlerin soruşturma dosyasına yansımasıyla birlikte Rekabet Kurulu’nun başlattığı incelemenin salt rekabet ihlallerini değil, Spotify’ın içerik denetimi pratiklerini de kapsayabileceğine dikkat çekiyor. Bu durum, rekabet hukukunun alışılmışın dışında kültürel ve sosyal boyutları da içerecek şekilde uygulanabileceğine işaret ediyor.
Türk müzik sektörü açısından bakıldığında, soruşturma yerli sanatçılar ve içerik üreticileri için potansiyel bazı kazanımlar getirebilir. Eğer iddialar doğrultusunda Spotify’ın bazı sanatçılara ayrıcalık tanıdığı veya algoritmalarında adil olmayan bir tercih sistemi kullandığı tespit edilirse, ileride bu tür uygulamaların düzeltilmesi beklenebilir. Bu da özellikle bağımsız ya da daha az popüler Türk sanatçıların dijital platformlarda görünürlüklerinin artması, telif ödemelerinin iyileşmesi ve sektörde daha eşitlikçi bir paylaşım ortamı doğması anlamına gelebilir. Rekabet Kurumu zaten yaptığı açıklamada, sanatçıların emeğinin karşılığını adil şekilde almasının ve dijital müzik ekosisteminde fırsat eşitliği sağlanmasının önemine vurgu yapmıştı. Soruşturma sonucunda Spotify’a bu konularda uyulması gereken kurallar veya yaptırımlar getirilirse, bu durum sektörde daha şeffaf ve adil bir standart oluşmasını teşvik edebilir.
Kullanıcılar yönünden olası etkiler ise platformun içerik düzenlemelerinde ve sunumlarında hissedilebilir. Halihazırda soruşturma haberi sonrasında bazı kullanıcılar “Spotify kapanacak mı?” endişesine kapılsalar da, şu an için Spotify’ın Türkiye’de kapatılmasına dair resmî bir karar veya açıklama bulunmadığının altı çizilmelidir. Platform faaliyetlerine normal şekilde devam etmektedir. Ancak bu süreç, Spotify’ı toplumsal değerlere aykırı içeriklere karşı daha duyarlı hale getirebilir. Muhtemeldir ki Spotify, benzer tartışmalı çalma listeleri veya içerikler konusunda artık daha proaktif içerik moderasyonu uygulayacak ve yerel hassasiyetleri dikkate alan bir yaklaşım benimseyecektir. Bu durum kullanıcı deneyimini çok etkilemeyecek olsa da, belirli içeriklerin kaldırılması veya filtrelenmesi gibi sonuçlar doğurabilir.
Soruşturmanın dijital müzik platformları genelindeki etkisine gelince: Rekabet Kurumu’nun hamlesi sektördeki tüm oyunculara verilmiş bir mesaj niteliği taşıyor. Spotify örneği üzerinden, küresel platformların yerel pazardaki rekabet ve içerik standartlarına uyması gerektiği net biçimde gösterilmiş oldu. Benzer hizmetler sunan Apple Music, YouTube Music, Fizy, Muud gibi diğer dijital müzik platformları da, hem rekabetçi uygulamalarında hem de içerik denetimlerinde daha dikkatli bir tutum sergilemek zorunda kalabilirler. Rekabet Kurumu’nun açıklamasında, yürütülen analizlerde Spotify’ın pazar hakimiyeti, içerik üreticileri ve kullanıcılar üzerindeki etkisinin yanı sıra yerli müzik platformlarının gelişimini etkileyen uygulamaların da inceleneceği ifade edilmiştir. Bu, soruşturmanın sonucunda sadece Spotify için değil, tüm sektöre yönelik bazı düzenleyici tedbirler veya rehber ilkeler ortaya çıkabileceğini düşündürüyor.
Sonuç olarak, Türkiye’de Spotify hakkında başlatılan rekabet soruşturması çok boyutlu etkileri olabilecek, piyasa düzenlemesi ile kültürel politikanın iç içe geçtiği bir süreçtir. Soruşturmanın nihai kararı henüz belirsiz olsa da, şimdiden sektörde farkındalık yaratmış durumdadır. Hem dijital müzik platformlarının işleyiş ilkeleri hem de içerik denetimi konularında yeni bir denge arayışı başlamıştır. Bu dengenin nasıl kurulacağı, Rekabet Kurulu’nun Spotify hakkında vereceği kararlar ve Spotify’ın atacağı adımlar ile şekillenecektir. Music sektöründe faaliyet gösteren tüm taraflar – platformlar, sanatçılar, kullanıcılar ve düzenleyiciler – bu süreçten çıkarılacak derslerle, daha adil, şeffaf ve toplum hassasiyetlerini gözeten bir dijital ekosisteme doğru yönelme imkanına sahip olabilir.