Pazar, Kasım 23, 2025

Türk Şiirine Yeni Bir Dil Veren Adam! Orhan Veli’yi Anıyoruz


  • 14 Kasım, 2025

Orhan Veli, özgün üslubu ve cesur yaklaşımıyla Türk edebiyatına yön verdi. Ölümünün 75. yılında şiirleri hala geniş kitlelerde yankı bulmaya devam ediyor.

“İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı…” dizeleriyle hafızalara kazınan, Türk edebiyatının yenilikçi ve cesur şairi Orhan Veli Kanık’ın ölümünün üzerinden tam 75 yıl geçti. Henüz 36 yaşında hayata veda eden Orhan Veli, ardında yalnızca şiir bırakmadı. Şiirin nasıl yazılması gerektiğine dair tüm ezberleri bozan yepyeni bir bakış açısı bıraktı.

Usta şair, “İstanbul’u Dinliyorum”, “Bir Garip Orhan Veli”, “Güzel Havalar”, “Anlatamıyorum” gibi pek çok şiiriyle hem kuşağının hem de kendinden sonrakilerin diline yön veren isimlerden biri oldu.

BİR KONAKTA BAŞLAYAN HİKAYE

13 Nisan 1914’te Beykoz Yalıköy’de dünyaya gelen Orhan Veli’nin tam adı Ahmet Orhan’dı. Soyadı Kanunu sonrasında ailesi “Kanık” soyadını aldı. Edebiyat çevrelerinde ise babasının adından gelen “Orhan Veli” imzasıyla tanındı. Klarnist Mehmet Veli Bey ile Fatma Nigar Hanım’ın ilk çocuğu olan Orhan Veli’nin çocukluğu Beykoz, Beşiktaş ve Cihangir arasında geçti. Daha yedi yaşındayken Halife Abdülmecid’in Yıldız Sarayı’nda düzenlenen toplu sünnet töreninde yer aldı.

Galatasaray Lisesi’nde yatılı okumaya başladığında edebiyata duyduğu merak hızla büyüdü. Yazdığı ilk hikâye “Çocuk Dünyası” dergisinde basıldığında henüz çocuktur.

OKTAY RİFAT VE MELİH CEVDET’LE DOĞAN YOL ARKADAŞLIĞI

Babası Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’na atanınca aile Ankara’ya taşındı. Orhan Veli, ortaokulu Ankara Erkek Lisesi’nde tamamladı ve burada Oktay Rifat’la tanıştı. Melih Cevdet Anday’la yolları birkaç yıl sonra, Halkevleri’nde düzenlenen bir müsamere sırasında kesişti. Bu üçlü, Türk şiirinin yönünü değiştiren Garip akımının çekirdeği haline geldi.

Lise yıllarında Ahmet Hamdi Tanpınar’ın öğrencisi olan Orhan Veli, okulun “Sesimiz” dergisinde ilk yazılarını yayımladı. Şiirlerinin bir kısmını “Mehmet Ali Sel” takma adıyla yazdığı dönemlerde, Varlık ve dönemin gençlik dergilerinde görünmeye başladı. İstanbul Üniversitesi’nde felsefe okudu fakat mezun olmadı. Galatasaray Lisesi’nde öğretmen yardımcılığı yaptı. Ardından PTT’de memur olarak çalıştı.

ŞİİRDE EZBER BOZAN BİR KIRILMA

Orhan Veli’nin erken döneminde aruz, kafiye, ölçü gibi geleneksel unsurlar ağır basıyordu. Ancak kısa sürede bu yapıyı tamamen terk etti. Fransız sembolistlerin etkisinden sıyrılıp sokaktaki insanın konuşma dilinden güçlü bir şiir yaratmaya yöneldi.

1941’de Oktay Rifat ve Melih Cevdet ile birlikte yayımladığı “Garip” kitabı, Türk şiirinde bir dönüm noktası oldu. Orhan Veli, kitaba yazdığı önsözde ölçü ve kafiyeyi şiirin özünü bozan sınırlamalar olarak ele alıyor; şiirin beş duyudan çok akılla ilişki kurması gerektiğini savunuyordu. Bu yaklaşım, dönemin tüm şiir anlayışlarına meydan okuyan bir çıkıştı.

“YAPRAK” DERGİSİ VE NAZIM HİKMET’E DESTEK

1949’da kendi imkanlarıyla çıkardığı, yalnızca iki sayfalık “Yaprak” dergisi 27 sayı yayımlandı. Maddi şartlar el vermeyince dergi kapanmak zorunda kaldı. Aynı dönemlerde, cezaevindeki Nazım Hikmet için yazdığı dizeler ve verdiği destek, dönemin aydın dayanışmasını yansıtan önemli bir not olarak kaldı.

HEM TRAJİK HEM EDEBİ BİR VEDA

Orhan Veli’nin hayatını erken sonlandıran olay, Ankara’da belediyenin açtırdığı bir çukura düşüp başını çarpması oldu. İstanbul’a döndükten kısa süre sonra geçirdiği beyin kanaması nedeniyle 14 Kasım 1950’de hayata veda etti. Rumelihisarı Aşiyan Mezarlığı’na, Abidin Dino’nun tasarladığı mezara defnedildi.

Onun ardından yakın dostları ve ustaları, Türk şiirinin büyük bir kayıp verdiğini söyledi. Neyzen Tevfik “verimli bir dal ansızın kırıldı” derken, Nazım Hikmet “çok genç öldü ama ölümsüz” sözleriyle Orhan Veli’nin edebiyattaki yerini özetledi. Bedri Rahmi Eyüboğlu büyük bir şairi, Ahmet Hamdi Tanpınar ise şiirin “esas damarından gelen” bir yeteneği kaybettiklerini söyledi.

75 YIL SONRA HALA DİNLENEN BİR SES

Orhan Veli, yalnızca bir şiir akımının kurucusu değil; şiire bakış biçimini kökünden değiştiren bir devrimciydi. Söz kalıplarını, ölçüyü ve şairaneliği reddederek gündelik konuşmanın içinden evrensel bir estetik yaratmayı başardı.

Bugün hâlâ “İstanbul’u dinliyorum” dediğimizde içimizde bir rüzgâr esiyorsa, o rüzgâr Orhan Veli’nin açtığı pencereden geliyor.

  • 21 Kasım, 2025
Kerem Aktürkoğlu’nun “Harry Potter” Sevincine Warner Bros’tan Telif Davası

Fenerbahçe’nin milli futbolcusu Kerem Aktürkoğlu’nun gollerden sonra yaptığı ve Harry Potter’ı çağrıştıran “asa sallama” sevinci, uluslararası bir telif tartışmasını beraberinde getirdi.
 

devamı