Pazar, Kasım 23, 2025

Yaratıcı Sektörde Önemli Soru: AI Ürünü Kime Ait?


  • 19 Kasım, 2025

Yapay zeka davaları dünya çapında büyürken, MESAM Bilim Kurulu Başkan Yardımcısı Cahit Suluk AI çıktılarının “eser” sayılamayacağını vurguluyor…


Yapay zekanın üretici sektörlerdeki etkisi büyürken, dünya genelinde telif hukukuna yönelik tartışmalar da sertleşiyor. ABD’den Avrupa’ya uzanan davalarda mahkemeler, yapay zeka modellerinin eser sahiplerinin haklarını ihlal edip etmediğini, eğitim verilerinin hukuka uygunluğunu ve AI çıktılarının “eser” niteliği taşıyıp taşımadığını masaya yatırıyor.

GEMA’nın Münih’te kazandığı kritik karar, İngiltere’de Getty Images–Stability AI davasının kısmen reddi, ABD’de OpenAI’ye karşı süren toplu davalar ve geçtiğimiz yıl Anthropic’in 1.5 milyar sterlinlik uzlaşması, küresel ölçekte aynı soruyu gündemin merkezine yerleştirdi: “Yapay zeka ürünü kime aittir?”

Türkiye’de de bu tartışma hızla derinleşirken, MESAM Bilim Kurulu Başkan Yardımcısı Av. Doç. Dr. Cahit Suluk, yapay zeka çağında telif hakkının sınırlarını ve hukukun nasıl şekillenmesi gerektiğini değerlendirdi.

“AI ÇIKTISI ESER DEĞİLDİR”

MESAM Bilim Kurulu Başkan Yardımcısı Av. Doç. Dr. Cahit Suluk, yapay zekanın otomatik olarak ürettiği görüntü, metin, müzik veya diğer kreatif çıktılarının hukuken “eser” niteliği taşımadığını belirtiyor. Suluk’a göre bu tür içeriklerin telif hakkı bulunmuyor çünkü ortada “insana ait bir fikri yaratıcılık” yok.

Av. Doç. Dr.Suluk, konuyu şöyle ifade ediyor:

“Hiç kimseye ait değildir. AI’ın otomatik ürettiği çıktılar eser sayılmaz ve koruma görmez.”

Ancak bu durum, yapay zeka destekli yaratım süreçlerinde farklı bir kapı aralıyor. Suluk’un aktardığına göre, bir insanın yapay zekayı araç olarak kullanarak müzik, kitap, senaryo ya da görsel sanat eserleri üretmesi durumunda tablo değişiyor. İnsan, yapay zekaya yön veren fikri tercihlerde bulunuyor; bu tercihler sonuca yansıyorsa ortaya çıkan ürün hukuken bir “eser” olarak kabul edilebiliyor.

Av. Doç. Dr. Suluk, bu noktayı şöyle netleştiriyor:

“AI bir araçtır. Ressamın fırçası, heykeltıraşın çekici, yazarın kalemi gibidir. Eğer insanın fikri katkısı esere damga vuruyorsa, eser sahibinin kim olduğu bellidir.”

 “İNSAN ETKİSİ NEREDE BAŞLIYOR, OTOMASYON NEREDE BİTİYOR?”

Av. Doç. Dr. Suluk’un altını çizdiği temel mesele, önümüzdeki yıllar boyunca hukuk dünyasının en zorlu tartışmalarından biri olacak gibi görünüyor. İnsan katkısı ile otomasyon arasındaki sınır nasıl belirlenecek?

Suluk, bu ayrımı yapmanın giderek zorlaştığını, gelecekte belki de neredeyse imkansız hale geleceğini dile getiriyor. Teknolojinin hızla geliştiğini, buna karşılık ayrıştırma tekniklerinin de gelişeceğini fakat iz kaybettirmenin her geçen gün daha kolay olduğunu belirtiyor.

Suluk, telif hukukunun bu “gri bölge”de patinaj yaptığını, ancak hukukçuların teorik olarak bu ayrımdan vazgeçmeyeceğini düşünüyor. Ona göre gelecekte büyük ihtimalle beyan esaslı bir sisteme doğru gidilecek.