Alo, MESAM’dan arıyoruz Zülfü Bey. Nasıl gidiyor?
— Sanat sanatçının içinde yaşadığı toplumun sosyal, siyasal ve ekonomik dinamiklerinden bağımsız değildir. Bizler de bu dinamiklerden en yoğun ve doğrudan etkilenenler olarak bir yandan hayatımızı idame ettirmeye çalışıyoruz. Bir yandan da toplumdaki sosyal siyasal ve ekonomik alt üst oluşların, kültüre, sanata ve sanatçıya etkilerini ve yansımalarını geleceğe not düşmek üzere izleyip takip etmekteyiz tabi ki. Toplumsal etiğin büyük değişim ve bozulmalarla yaşandığı bugünlerde; gördüklerini, yaşadıklarını yüreklerinde muhakeme edip imgeleyerek topluma ayna tutan ve bunu şarkılar türkülerle ifade etme duyarlılığı ile çalışmalarımı yürütüyorum.
Müziğe ve sanata dair gündeminizde bu aralar öne çıkan başlıklar neler?
— Bir yandan Eserlerimi derleyip toparlamakla bir yandan yeni eserler hazırlamakla geçerken günler, bu günlerde yirmiye yakın Filistin /Gazze üzerine ara ara besteleyip bıraktığım şarkı ve türküleri stüdyoda kaydetmeye hazırlanıyorum. Bir yandan da fikri ve sinai haklar ile ilgili telif hakları ile ilgili çevremdeki arkadaşları bilgilendirmeye çalışıyorum.
Müziğe gönül vermiş MESAM ailesine buradan ne söylemek istersiniz?
— MESAM şimdi telif gelirini ona katlayan, kendi binasını yapan, televizyon kurmak isteyen, telif haklarında kurumsallaşma konusunda bölgesine önderlik eden bir düzeye geldi. İmkansızı başardı. Buna şüphesiz önderlik eden Recep Ergül ve ekibine, gece gündüz çalışıp emeğini katan başta genel sekreter Ali Haydar Bey ve onun şahsında tüm MESAM personeline teşekkür ediyorum.