Münih Mahkemesi, ChatGPT’nin şarkı sözlerini model içinde çoğaltıp yeniden ürettiğine hükmederek GEMA lehine emsal bir karar verdi. Nihai kararın 2026 yılında verilmesi öngörülüyor.
Münih I Eyalet Mahkemesi’nin 42. Hukuk Dairesi, Almanya’nın kolektif hak yönetim kuruluşu GEMA’nın, ChatGPT’nin eğitiminde ve çıktılarında telifli şarkı sözlerinin kullanımı nedeniyle OpenAI’ye karşı açtığı davada, GEMA lehine kritik bir karar verdi. Mahkeme, hem model içinde yapılan çoğaltmaların hem de ChatGPT çıktılarında yeniden sunulan şarkı sözlerinin hak ihlali oluşturduğuna hükmetti.
.png)
DAVA NEYLE İLGİLİYDİ?
Dava, Alman pop müziğine ait tanınmış eserlerin şarkı sözlerini konu alıyor. Bunlar arasında Kristina Bach’a ait “Atemlos” ve Rolf Zuckowski’ye ait “Wie schön, dass du geboren bist” gibi eserler de yer alıyor.
GEMA, bu şarkı sözlerinin:
- ChatGPT’nin eğitiminde kullanıldığını,
- Almanya’daki kullanıcılara,
- “X şarkısının sözleri nedir?” gibi son derece basit istemlerle,
- büyük ölçüde orijinaline sadık biçimde tekrar tekrar üretilebildiğini ileri sürdü.
OpenAI ise savunmasında:
- Dil modellerinin belirli eğitim verilerini “kopyalamadığını” veya geleneksel anlamda “depolamadığını”,
- Bunun yerine tüm eğitim seti üzerinden “öğrenilen” istatistiksel parametrelerle çalıştığını,
- Çıktının, hukuken kullanıcıya atfedilmesi gerektiğini,
- Ve olası hak ihlallerinin metin ve veri madenciliği (TDM) istisnaları kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savundu.
“MODEL, ŞARKI SÖZLERİNİN KALICI KOPYASINI İÇERİYOR”
Münih Mahkemesi, bu savunmayı ikna edici bulmadı ve çok önemli bir eşik tespiti yaptı:
Dil modeli, şarkı sözlerini “yeniden üretilebilir” şekilde içinde barındırıyorsa, bu telif hukuku bakımından çoğaltma anlamına gelmektedir.
Şarkı sözlerinin model parametrelerinde “memorizasyon” yoluyla somutlaşmış olması, InfoSoc Direktifi madde 2 ve Alman Telif Hakkı Yasası (§16 UrhG) anlamında çoğaltma hakkına müdahale sayıldı.
Çıktılarda yer alan şarkı sözlerinin karmaşıklığı ve uzunluğu dikkate alınarak, bu metinlerin “tesadüfen” oluşmuş olabileceği ihtimalini devreden çıkardı.
Mahkeme, teknik tartışmanın ayrıntısına girmeden, “Belirleyici olan, eğitim verisi olarak kullanılan şarkı sözlerinin modelde yeniden üretilebilir şekilde bulunması ve böylece modelde somutlaşmış olmasıdır” yaklaşımını benimsedi.
.png)
TDM İSTİSNASI BU DURUMDA NEDEN GEÇERLİ DEĞİL?
Kararın en önemli bölümlerinden biri, metin ve veri madenciliği (TDM) istisnasının sınırlarına ilişkin yorum. Mahkeme, TDM istisnasının, sadece analiz amaçlı, geçici ve teknik çoğaltmaları kapsadığını vurguladı.
TDM istisnasının kapsamını aşıyor. Mahkeme, “teknoloji dostu” genişletici bir yorumla model içi kalıcı çoğaltmaların da TDM kapsamına alınmasının, hem yasal düzenlemenin açık maddelerine aykırı olduğunu hem de hak sahibinin ekonomik menfaatlerini doğrudan zedeleyeceğini belirtti.
.png)
VERİ SETİNİN BÜYÜKLÜĞÜ GEREKÇE GÖSTERİLDİ
Öte yandan eğitim veri setinin büyüklüğü gerekçe gösterilerek, şarkı sözlerinin “önemsiz yan unsur” olarak görülmesi de reddedildi. Model eğitimi, hak sahiplerinin “olağan ve öngörülebilir kullanım” beklentileri arasında değerlendirilemeyeceği için, zımni rıza bulunduğu da kabul edilmedi.
CHATGPT ÇIKTILARI DA “YASA DIŞI ÇOĞALTMA” VE “KAMUYA İLETİM”
Mahkeme sadece model içindeki çoğaltmayla yetinmedi; çıktı tarafını da tek tek değerlendirdi:
ChatGPT’nin, şarkı sözlerini basit istemlerle tekrar tekrar üretmesi,
Bu metinlerin, özgün unsurlarının tanınabilir olması,
Hem çoğaltma hakkına, hem de kamuya iletim hakkına (InfoSoc madde 3) müdahale olarak nitelendirildi. Mahkeme, sorumluluğu kullanıcılara değil, doğrudan OpenAI’ye atfetti.
.png)
Sorumluluğun direkt olarak OpenAI’ye atfedilmesinin gerekçesi ise şu şekilde:
- Modeller OpenAI tarafından eğitiliyor,
- Eğitim verileri OpenAI tarafından seçiliyor,
- Model mimarisi ve memorizasyon riski OpenAI’nin kontrol alanında,
- Çıktının nihai içeriğini belirleyen de teknik olarak modelin kendisi.
Dolayısıyla mahkeme, ChatGPT’nin ürettiği şarkı sözleri bakımından OpenAI’nin yasa dışı çoğaltma ve kamuya iletim gerçekleştirdiği sonucuna vardı.
KİŞİLİK HAKLARI İDDİASI REDDEDİLDİ
GEMA, dava kapsamında yalnızca telif hakkı ihlali değil, değiştirilmiş şarkı sözlerinin yanlış esere veya hak sahibine atfedilmesi sebebiyle genel kişilik hakkının ihlal edildiği iddiasını da ileri sürmüştü.
Mahkeme bu talebi, delil ve hukuki gerekçe yönünden yeterli görmeyerek reddetti. Böylece karar, özellikle telif hakkı boyutuna odaklanan bir çerçevede kaldı.

KULLANICI MI, YAPAY ZEKA SAĞLAYICISI MI?
Bu karar, yalnızca model eğitimi ve çıktıları açısından değil, sorumluluk rejimi açısından da Avrupa’da tartışmanın alevlenmesine neden oluyor.
NORDEMANN bürosundan Malte Baumann, Jan Bernd Nordemann ve Jonathan Pukas tarafından kaleme alınan ve GRUR 2025’te yayımlanan “Üretken Yapay Zeka Sistemlerinin Telif Hakkını İhlal Eden Çıktıları İçin Sorumluluk – Avrupa Çoğaltma Hakkının Gelişimi” başlıklı makalede özetle şu sorular ele alınıyor:
Yapay zeka tarafından üretilen telif hakkını ihlal eden bir çıktı söz konusu olduğunda,
- Kullanıcı mı,
- Yoksa yapay zekâ sağlayıcısı mı doğrudan ihlal eden sayılmalıdır?
Hangi durumlarda sağlayıcı birincil, hangi durumlarda ikincil sorumlulukla karşı karşıya kalır?
Avrupa Adalet Divanı’nın “VCAST”, “Ocilion”, YouTube/Cyando içtihatları ile InfoSoc Direktifi’nin 2. ve 3. maddeleri,
- Yapay zeka çıktılarındaki çoğaltma ve kamuya iletim ihlallerine nasıl uygulanabilir?
- Makale, üç senaryoda sorumluluğun paylaştırılmasını öneriyor:
- Kullanıcı girdisinden kaynaklanan ihlaller
- Kullanıcı eseri özellikle seçiyor, prompt ile yönlendiriyorsa, birincil sorumluluk kullanıcıda.
- Sistem tabanlı nedenlerden (özellikle eğitimden) kaynaklanan ihlaller
- Overfitting ve memorizasyon gibi durumlarda, çoğaltmanın içeriği üzerinde birincil kontrol çoğu zaman sağlayıcıda.
- Sağlayıcı teknik ve hukuki “özen yükümlülüklerini” ihlal ederse, ikincil sorumluluk da doğuyor.
YAPAY ZEKA SİSTEMİNİN AMAÇLANAN FONKSİYONUNA İÇKİN İHLALLER
Örneğin, var olan bir metni otomatik sesli kitaba dönüştüren sistemlerde, eseri seçen kullanıcı birincil ihlal eden;
Sağlayıcı ise belirli koşullar altında ikincil sorumlu veya en azından ihtiyati tedbire tabi aktör olarak görülebiliyor.
Münih kararının, bu akademik çerçevede özellikle “sistem tabanlı memorizasyon” başlığı altında önemli bir örnek oluşturduğu söylenebilir.
2026’DA TEMYİZ BEKLENİYOR
Karar, GEMA açısından büyük bir hukuk zaferi olarak görülse de, süreç tamamlanmış değil. Dosyanın Münih Temyiz Mahkemesi’ne taşınması bekleniyor. Nihai kararın ise 2026 yılı içinde verilmesi öngörülüyor.
Bu arada, Avrupa Adalet Divanı’na da:
- Yapay zeka eğitiminin eser çoğaltması sayılıp sayılmadığı,
- Yapay zeka sağlayıcısının çıktılardaki çoğaltmalardan sorumluluğunun sınırları,
- Ve çıktının üretiminin “kamuya iletim” sayılıp sayılmayacağına ilişkin sorular sevk edilmiş durumda.
Dolayısıyla, Münih kararı:
Hem yapay zeka eğitimi için telifli eser kullanımının sınırlarını,
Hem de yapay zeka çıktılarında ihlalden kimin sorumlu olduğu sorusunu, Avrupa telif hukuku gündeminin tam merkezine yerleştiriyor.
GEMA CEPHESİNDEN EMSAL AÇIKLAMALARI
Kararın ardından GEMA cephesinden GEMA CEO’su Tobias Holzmüller, GEMA Hukuk Müşaviri Dr. Kai Welp, ve GEMA’nın dava avukatı Felix Stang için, bu sürecin, telif haklarının yapay zeka çağında da korunabileceğine dair önemli bir emsal oluşturduğunu vurgulayan açıklamalar yapıyor.
Önümüzdeki dönemde, hem temyiz süreci hem de ABAD önündeki dosyalarla birlikte, yapay zeka ve telif hakkı dengesinin Avrupa’da yeniden çizilmesi bekleniyor.