Pazar, Kasım 23, 2025

Osman Sökmen


  • 10 Kasım, 2025

Türk müziğinin köklü temsilcilerinden Osman Sökmen, yıllardır hem bireysel hem toplumsal duyguları ustalıkla harmanlayan eserleriyle tanınıyor. Kimi zaman “Fırat Tuyu” gibi duygusal derinliği yüksek bir eserde, kimi zaman “Gelibolu” gibi tarihî temalı bestelerinde karşımıza çıkan Sökmen, sanat yolculuğunu bir ömürlük öğrenme ve paylaşma serüveni olarak görüyor.

MESAM üyemiz olan sanatçı, müziğin toplumla kurduğu bağı, genç kuşaklara ilham olma misyonunu ve sanatçı emeğinin korunması konusundaki düşüncelerini MESAM Vizyon okurlarıyla paylaştı.

Çocukluğunuzda ışık hüzmeleriyle başlayan müzik yolculuğunuz bugün köklü bir repertuvara dönüştü. Bu serüvende sizi en çok etkileyen neydi?

Müzik serüvenimde beni en çok motive eden, gitarla tanıştığım ilk günlerin heyecanıydı. Küçüklüğümden bu yana seslerin dünyasında kaybolmak, durmadan öğrenmek beni hep ileriye taşıdı.

Dostlarımın, hocalarımın desteği ve kendi gayretimle müzik, yalnızca sahnede değil, yaşamımın en doğal parçası hâline geldi. Öğrencilerle icra yapmak, usta isimlerden ilham almak bu yolculuğu anlamlı kıldı. Müzik, benim için hem öğretici hem birleştirici bir köprü oldu.

Eserlerinizde hem toplumsal hem bireysel izler var. Türk halkının duygusunu yansıtırken nelere dikkat ediyorsunuz?

Türkiye’nin kültürel mirası, eserlerimin temelini oluşturuyor. Toplumsal hafızayı diri tutmak, halkın sevinç ve acılarını yansıtmak benim için çok kıymetli. Bireysel duygularımız farklı olsa da ortak bir ruh taşırız. Sanatçılar, eserleriyle toplumun vicdanını ve ruhunu anlatır; bu da bizi birbirimize yaklaştırır.

“Fırat Tuyu”, “Gelibolu” gibi eserlerinizde hem duygusal hem politik bir derinlik var. Bu eserlerin çıkış noktası neydi?

Duygularım genellikle toplumun yaşadıklarından beslenir. “Gelibolu” gibi bir eseri yazarken, kahramanlarımızın hikâyesini anlatma bilinciyle hareket ettim. Sanatçı sadece kendi hislerini değil, toplumun ortak değerlerini ve mücadelelerini de anlatmalıdır. Benim için eser, toplumsal hafızaya kazınan bir duygunun müzikle birleşmesidir.

Profesyonel yaşamınızda müziğiniz nasıl şekillendi?

Ailem sayesinde küçük yaşlarda başlayan yolculuğum, şan ve konservatuvar eğitimleriyle profesyonelleşti. Bugün sanatın en değerli yönü, genç kuşaklara ilham verebilmek ve onlara öğrenme cesareti aşılamak.

Günümüz gençlerinin müziğe bakışını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Gençler dijital dünyanın avantajlarını çok iyi kullanıyor. Bu sayede yeni tarzlar, yeni anlayışlar doğuyor. Elbette gelenekle yeniyi dengelemek zor ama Türk müziğinin zenginliği buna imkân veriyor. Bugünün genç sanatçıları hem kendi kimliklerini buluyor hem de geçmişin mirasını yaşatıyor. Bu da kültürel belleğimizin devamını sağlıyor.

MESAM üyesi bir sanatçı olarak, telif hakları ve sanatçı emeği konusunda neler düşünüyorsunuz?

MESAM biz sanatçılar için büyük bir güç. Telif haklarının korunması ve sanatçı emeğinin karşılığını bulması adına çok kıymetli bir misyon yürütüyor. Ben de bir üye olarak kendimi güvende hissediyorum.

MESAM’ın koruyucu yapısı, sanatçılar için bir aile sıcaklığında. Başkanımız Sayın Recep Ergül’ün samimiyeti, birleştirici tutumu ve sanatçılara verdiği destek hepimize güç veriyor. Bu büyük ailenin bir parçası olmaktan mutluluk duyuyorum

  • 21 Kasım, 2025
Kerem Aktürkoğlu’nun “Harry Potter” Sevincine Warner Bros’tan Telif Davası

Fenerbahçe’nin milli futbolcusu Kerem Aktürkoğlu’nun gollerden sonra yaptığı ve Harry Potter’ı çağrıştıran “asa sallama” sevinci, uluslararası bir telif tartışmasını beraberinde getirdi.
 

devamı